Ana içeriğe atla

Thule Cemiyeti

Thule Cemiyeti veya Thule Tarikatı (Alm. Thule-Gesellschaft), 17 Ağustos 1918'de Vier Jahreszeiten (Dört Mevsim) Oteli'nde tüm Nazilerin manevi babaları ve başöğretmenleri olarak gördüğü Rudolf von Sebottendorff tarafından kurulan Alman milliyetçi topluluğu. Thule ismini ilk kez Massilialı Pytheas kullandı. Pytheas'a göre Thule, İngiltere'ye 6 günlük yelken mesafesinde bir adaydı. Bu ada gerçekte Grönland'ın kuzey batısında yer almaktadır ve bugün ada üzerinde ABD'ye ait Thule Hava Üssü bulunmaktadır.

Rudolf von Sebottendorf ilk kez 1912'de Guido von List'in isteğiyle Leipzig'de Germanenorden adıyla kurduğu tarikata bir üyelik sistemi geliştirmişti. Üye olacak şahıslar sadece Almanlar arasından seçiliyordu ve üye olmak isteyen kişiler ayaklarının detaylı şekilde çizilmiş resmini örgüte vermek zorundaydılar.[1] Bu uygulama Adolf Josef Lanz'ın Aryan ırkının üstün oluşuna dair bir ölçü olarak insanların oturma şeklini ve ayak ebatlarını baz almasından kaynaklanmaktaydı. Sahte belge yapımında uzman olan Sebottendorf, yasadışı olan bu yapılanmayı, sahte evraklarla Alman edebiyat tarihini araştıran bir dernek olarak tescil ettirmişti ve resmiyet kazandırmıştı.[1]

Başta Adolf Hitler olmak üzere Almanya'daki Nazilerin ideolojik olarak kök saldıkları ve yetiştikleri Thule Cemiyeti, Alman aydın, bürokrat, asker, medya mensubundan ve aynı zamanda soylu ve zenginlerden oluşmaktaydı.


Sebottendorf, Ağustos 1917'de Kahverengi Gömlekliler'i kurarak ülkede genel bir direniş atmosferi oluşturdu ve Benito Mussolini'ye ilham kaynağı oldu.

8 Kasım 1918'de Kurt Eisner'in darbeyle ülkenin başına geçmesinin ertesi günü 9 Kasım 1918 tarihinde Baron Sebottendorf'un Münih'deki Vier Jahreszeiten (Dört Mevsim) Oteli'ndeki konuşması şu şekilde:
Dün inandığımız ve önem verdiğimiz her şeyin yıkıldığına şahit olduk. Kan bağımız olan prensler yerine ölümcül düşmanımız hüküm sürüyor: Yahudiler!
Bu kaostan nelerin doğacağını bilemiyoruz.
Bizim disiplinimiz Cermanik disiplindir ve Cermanik demek soyluluk demektir. Rune yazıtlarındaki işaretimiz ‘Ar’dır. Teslisimiz Baba, Oğul, Kutsal Ruh değildir.
Bizim teslisimiz Wotan, Willi ve We’dir. Ar Aryan olanı gösterir; ilk ateşi, güneşi ve kartalı simgeler. Kartal, Aryanlar’ın sembolüdür... Bugünden itibaren sembolümüz Kızıl Kartal’dır.
Bizlere, yaşamamız için ölmemiz gerekebileceğini hatırlatacaktır.
Hepimiz tehlikedeyiz.
En amansız düşmanımız olan Yahudi'yle sonuna kadar savaşacağız. Bu, göze göz dişe diş bir savaş olacak.
Thule'nin Demir Balyozu (Gamalı Haç) benim elimde bulunduğu sürece bu savaşı sürdürmeye kararlıyım.
Almanya'nın bir kralı ve hanedanı vardı. Şimdi yok. Bize bir Führer gerekiyor. Eğer bulamazsak, bizim için çok kötü olacak, kaos başlayacak.
Savaşımızı iki cephede yürüteceğiz. Yurtiçindeki savaşımız çok kanlı ve zor olacak. Yurt dışındaki savaşımız ise 'Alman Olmayan' (Undeutsch) her şeye karşı olacak.
Şimdi dövüşmek zamanıdır, savaş vaktidir. Eskiden nasıl savaştıysam şimdi de savaşmaya hazırım.
Kızıllar, ihtilal özgürlük getirecek diyorlar. Evet, aynen öyle olacak. Bizim ihtilalimiz de bize özgürlük getirecek.
Biz sadece Alman Hükümranlığına (Reich) boyun eğeriz, muhatap oluruz, başkasına değil.
En amansız düşmanımız olan Yahudi tarafından yönetilmek istemiyoruz. Bu nedenle şimdi sizlere sekiz gün izin veriyorum. Tüm hazırlıklarınızı yapın. Henüz her şey bitmiş değildir...
Kısa bir süre sonra Hitler'in sahadaki ve imtihanlardaki başarıları, Eckart'ın Sebottendorff'a Hitler'le ilgili yazdığı raporlar neticesinde Sebottendorff, Adolf Hitler'in Führer olmasına karar verdi ve sonraki süreçte NSDAP'yi kurup Hitler'i de partinin başına getirdi. Birahane Darbesi sonrası Hitler'i ve diğer parti üyelerini hapisten çıkardı.
Thule Cemiyeti Nazi Almanyasının önde gelen birçok ismini de bünyesinde toplamıştır. 555-7 sıra numrasıyla Adolf Hitler ve bunun yanında Hans LammersMartin BormannWilhelm FrickLutz Graf Schwerin von KrosigkFranz SeldteBernhard RustHans FrankAnton DrexlerHeinrich HimmlerJoseph GoebbelsFranz von PapenRichard von HegenerWerner von BlombergAlbert GanzenmüllerOtto MeissnerKurt SchmittOtto Georg ThierackHermann GöringAlbert SpeerKnud RasmussenFranz GürtnerDietrich KlaggesRudolf HessAlfred RosenbergKarl Harrer ve birçok politikacı, soylu, sanatçı cemiyetin bünyesinde yer aldı.[8]
Örgütün soylularından Prens Gustav Franz Maria von Thurn und Taxis, Kontes Heila von Westarp, Baron Franz Karl von Teuchert ve Baron Friedrich Wilhelm von Seidlitz 9 Kasım 1918 tarihli bu konuşmadan 5 ay sonra Komünist ihtilalciler tarafından Luitpold Gymnasium'unda kurşuna dizildiler.[10]
Siyon Liderlerin Protokolleri'ni hem Türkçeye hem de 6 farklı dile çeviren Baron Sebottendorf Şeytani Yahudi Komplosu adıyla büyük bir propaganda düzenlemiştir ve etkisi bugün de devam etmektedir.
Versay Antlaşması sonucu Alman ordusu silahlarını Müttefiklere teslim etmek zorundaydı. Fakat Baron Sebottendorff, silahları işgal bölgeleri dışına çıkarıp Kahverengi Gömlekliler'e ve dağınık sivil örgütlenmelere verdi. Kurucusu olduğu Alman İşçi Partisi ve Thule Cemiyeti üzerinden bu örgütlenmeleri sağladı. Sebottendorff daha sonra NSDAP'yi kurarak partiyi belirledikleri kişilere bıraktı.
Sebottendorff'un 1937 yılında Adolf Hitler ve Nazi Partisi hakkında verdiği röportajdan kısa bir pasaj şu şekilde:
Adolf'ü ben seçtim.
NSDAP'nin her mensubu artık birer kahraman olmaya hazır.
Bana soylu biri değil, Alman ulusunu hedefim doğrultusunda ilerletecek bir lider lazımdı.
Bana korkak ve çekingen aristokrat oğlanları ve kızları değil, vatansever ve aydın çocuklar lazımdı.
Onları ben seçtim, dostlarıma talimat verdim ve bugün emin adımlarla hedefe ilerliyoruz.
Almanya kaybetmeyecek. Savaşı mağlup bitirse bile bu bir son olmayacak.
Bizim ikinci bir sığınağımız var.
Cephede hayal kırıklığı yaşarsak yolumuza orada ve istediğimiz şekilde devam edeceğiz.
Almanya kaybetmeyecek. Her şeyi hazırladım.
Almanya kaybetmeyecek.


Neo-paganizm ile üstün ırk milliyetçiliğinin fikir babası ve Nazizmin kurucularının öğretmeni olan Guido von List'in yazılarıyla ve Pan-Cermenizm'in okültik lideri kabul edilen Adolf Josef Lanz'ın Sebottendorff'un 1905'deki finansal desteğiyle çıkardığı Ostara Dergisi'yle sıkça aşılanan inanç, Yahudilerin dünyadaki en tehlikeli ırk oludukları ve yok edilmeleri gerektiği, Türklerin, İtalyanların ve Japonların zarasız ve dost millet oldukları, Töton şövalyelerinin soylarından gelenlerin ve ancak saf Cermen kanı taşıyanların dünyayı yönetme hakkında sahip olduğu inancıdır. Thule üyeleri Hristiyanlıktaki teslis yerine Baron Sebottendorff da dile getirdiği üzere Cermen paganizmindeki Wotan, Willi, We üçlemesine inanırlar. Alman stratejist Otto Richard Tannenberg'in 1911'de yayınladığı Büyük Almanyaadlı kitaptaki stratejilerden de ötürü, Thule Cemiyeti buradan hareketle Almanların kutsal krallığı kurmak için tüm dünyaya yayılmaları ve ellerinden gelebildiğince bilgi toplamaları gerektiği fikrini de aşılamıştır. Baron Sebottendorff birçok toplantıda sıkça Pan-Cermenizm ve Kutsal Krallık vurguları yapmıştır.



Yorumlar